Türkiye-Cibuti ilişkilerinin güçlenmesi için bürokrasinin azaltılması gerekiyor
Uraloğlu, DEİK ve Cibuti Ticaret Odası ev sahipliğinde Türk ve Cibuti iş insanlarıyla gerçekleştirilen çalışma toplantısında yaptığı konuşmada, iki ülkenin yüzyıllardır kanunları olduğunu söyledi.
Bu yasanın değerli olduğunu belirten Uraloğlu, “Son 10 yılda ciddi ilerleme kaydettik. Bu aşamanın daha hızlı yükseleceğine ve ülkelerimiz adına güzel sonuçlar vereceğine inanıyorum. Türkiye özellikle son 21 yılda çok büyük işler başardı” dedi. Gerçekten dünya liginde istenilen noktaya çok hızlı ulaşmış bir ülke.” “Ülkemiz Asya ile Avrupa arasında bir geçiş noktası olarak tanımlandı. Ancak ülkemizin aynı zamanda Asya, Avrupa ve Afrika arasında da önemli bir köprü olduğunu biliyoruz” dedi.
“YATIRIMLARI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN BÜROKRASİYİ AZALTMAYA ÇALIŞMALIYIZ”
Uraloğlu, Türkiye’nin komşularının çıkarlarını koruma konusunda önemli ilerleme kaydettiğini belirtti. İş insanları için bürokrasiyi azaltan, yatırımcıların işini kolaylaştıran ülkelerin ticari yatırımlardan daha fazla pay aldığını vurgulayan Uraloğlu, “Dolayısıyla ülkelerimizle bu ticareti, alışverişi, yatırımları kolaylaştırmak için bürokrasiyi azaltmaya çalışmalıyız. Türkiye’de sadece bu süreçleri azaltmak için Cumhurbaşkanımıza doğrudan bağlı bir hükümet var.” “Yatırım Ofisi kuruldu. Türkiye’de iş yapacak insanlar direkt oraya ulaşabiliyor. Karşısına çıkan bir engel varsa onu çözüm noktasına getirmeye çalışıyor. Muhtemelen Cibuti’de de benzer bir süreç işliyor. Eğer öyleyse” Durum böyle değil, tüm heyetlere bunun işletilmesi gerektiğini bildirmek isterim” dedi.
Türkiye’nin dünyanın her yerinde olduğunu belirten Uraloğlu, Türk Hava Yolları’nın 130 ülkede 343 noktaya uçtuğunu ve 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkeye ulaşabildiğini vurguladı.
Türkiye’nin 40 trilyon dolarlık gayri safi bir ulusal ürünün ve yaklaşık 8.5 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin merkezinde olduğunu belirterek, “Bunu hem kendi ülkemizin çıkarları hem de bizim çıkarları açısından çok değerli buluyorum. Dost ve komşu ülkeler.”
ALTERNATİFLER ÜZERİNDE BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ
Uraloğlu, Türkiye ve Cibuti’nin stratejik bir konuma sahip olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Ortaklığımız ve işbirliğimiz tüm ülkelere, tüm coğrafyaya yayılacak. Bugün Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nda sorunlar var. Öngörülemeyen bir ortam bir anda oluştu. Dolayısıyla alternatifler üzerinde mutlaka birlikte çalışmamız gerekiyor. Alternatif yöntemler ulaşım diğer ulaşım araçlarıdır.” “Diğer ticaret yollarından yük almaya gerek yok, yeni yük almak yeterli olacaktır. Dolayısıyla alternatifleri artırmamız bizim açımızdan faydalı olacaktır” dedi.
Uraloğlu, iki ülkenin ticaret hacmine dikkat çekerek, mevcut potansiyelin arttırılması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin sömürgeci bir ülke olmadığının altını çizen Uraloğlu, “Kimse bizi sömürmediği için tüm bağlantılarımız karşılıklı yarar ve kazan-kazan politikasına dayanıyor. Bu anlamda Cibuti ile ilişkilerimizi bu anlamda daha hızlı sürdüreceğimize inanıyorum. işlem.”
ÇİFTE VERGİLENDİRME KALDIRILMALI
Uraloğlu, Türk şirketlerinin Afrika’nın tamamında yaklaşık 10 milyar dolar yatırım yaptığını vurguladı. Türk firmalarının Afrika genelinde yaptığı iş miktarının yaklaşık 87 milyar dolar olduğunu kaydeden Uraloğlu, şöyle konuştu:
“Cibuti’ye baktığımızda bu rakam daha mütevazi. 21 projeyle yaklaşık 206 milyon dolarlık bir projeyi hayata geçirdik. Bu da demek oluyor ki burada daha ciddi bir mola vermemiz gerekiyor. Ve aşılması gereken en büyük sorun da mutlaka olacaktır. Yatırımcılarımızın karşılıklı süreçlerinin hızla sonuçlandırılması.”
Uraloğlu, Türkiye’nin Cibuti’de enerji ve madencilik alanında güzel işler yapabileceğini belirterek, iki ülke arasındaki çifte vergilendirme uygulamasının kaldırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“İKİ ÜLKE DOSTLUK BAĞLARINI FIRSATLARA ÇEVİRMELİ”
Cibuti Ticaret ve Turizm Bakanı Muhammet Warsama Dirieh, Cibuti’nin turizm alanında potansiyele sahip olduğunu belirterek, ticaret hacminin 10 yılda 4 katına çıktığına dikkat çekti. İki ülke arasında standardizasyon ve kalite alanında mutabakat zaptı imzalandığını belirten Dirieh, “Gıda güvenliği önem verdiğimiz bir konu. Kızıldeniz’de yaşananlar un alanında büyük sıkıntılara neden oldu. gıda alanında ise makarna. Bu, iki ülkenin mevcut dostluk bağlarını kullanarak fırsatları fırsata dönüştürmesi gerektiği anlamına geliyor.” .
DEİK Türkiye-Cibuti İş Konseyi Başkanı Volkan Kazova, liman ve altyapı yatırımlarının artmasıyla Türk iş dünyasının Cibuti’nin modernleşme sürecinde önemli rol oynayacağını belirterek, “Cibuti’nin Cibuti’nin ticaret ve finans merkezi olacağına inanıyoruz. Doğu Afrika. Cibuti’nin jeotermal ve yenilenebilir enerji potansiyeli var.” Bu alanda iş birliği yapabiliriz dedi.
DCIBUTİ TÜRKİYE İÇİN AFRİKA’YA AÇILAN KAPIDIR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu daha sonra Cibuti Ulaştırma Bakanı Sayın Hassan Houmed Mohamed ile bir araya geldi.
Buradaki görüşmede Uraloğlu, Türkiye’nin stratejik konumunun önemine dikkat çekerek, “2053 yılına kadar 197 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu sayede ülkemizin güçlü konumunu daha da güçlendireceğiz.” dedi.
Türk firmalarının dünyanın her yerinde büyük işler yaptığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Hem hızlı hem de kaliteli işler yapıyorlar. Cibuti’de yaratılacak fırsatlarda bu firmalardan en iyi şekilde yararlanabiliriz. Sanırım yapmayacağız. Havaalanıyla ilgili böyle bir fırsat varsa utanın, Dostluk Barajı’nda.” İyi bir örnek var. Bu iş birliğini arttırarak devam ettirmemiz bizim açımızdan yararlı olacaktır. 500 milyon dolarlık ticaret hacmini daha da yukarılara çıkarmamız lazım. Cibuti bizim için Afrika’ya açılan çok önemli bir kapıdır. Türkiye sizin için aynı zamanda Avrupa’ya açılan değerli bir kapıdır. “Öyle olduğunu söyleyebilirim. Her iki ülkenin çıkarlarını birlikte koruyabiliriz” dedi.